Webyüz, surat, çehre, sima She's got a long, thin face. I can't wait to see her face when she opens the present. make a face (also UK pull a face) B1 to show with your face that you do not like someone or something surat yapmak, yüz çevirmek The baby made a face every time I offered her some food. make faces Webpresent çevir: mevcut, var olan, hediye, armağan, sunmak, vermek, takdim etmek, bilgi vermek; bilgilendirmek…. Daha fazlasını öğrenmek için bkz. Cambridge ...
count İngilizce-Türkçe Sözlük - Cambridge Dictionary
WebBasic English Pronunciation Rules. First, it is important to know the difference between pronouncing vowels and consonants. When you say the name of a consonant, the flow … Websense İngilizce-Türkçe Sözlük - Cambridge Dictionary İngilizce-Türkçe sözlükte sense 'ın çevirisi sense noun uk / sens/ us GOOD JUDGMENT [ U ] B2 good judgment, especially about practical things akıl, zekâ, muhakeme, dirayet He had the good sense to book a seat in advance. ABILITY [ no plural ] B2 the ability to do something anlayış, takdir criminal genius play shirley monologue
This Is My Life - Türkçe Çeviri - Örnekler İngilizce
Webflourish çevir: serpilmek, büyümek, gelişmek, bir şeyi havada sallamak; dikkat çekmek/işaret vermek için sallamak…. Daha fazlasını öğrenmek için bkz. Cambridge İngilizce-Türkçe Sözlük. Webprompt çevir: harekete geçirmek; teşvik etmek, zorlamak; ...a/e neden olmak, sufle yapmak; bir oyuncuya…. Daha fazlasını öğrenmek için bkz. Cambridge İngilizce-Türkçe Sözlük. WebTureng Dictionary and Translation Ltd. Tureng Çok Dilli Sözlük size İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca ve Türkçe terimleri arayabileceğiniz kapsamlı bir sözlük hizmeti sunmaktadır. Kelimeleri mesleki alanlarına göre arayabilir, 4 dilde 9 farklı aksan dinleyebilir, giriş ekleyebilir ve düzeltebilirsiniz. criminal forensics programs